25 Şubat 2009 Çarşamba

Denizlerimizde Yaşayan Kemikli Balıklar Tür Listesi

Amatör balıkçılıkla uğraşan bir çok kişi bazen hiç bilmediği balıklarla karşılaşabilmektedir. Ve aklına hemen" Acaba bu balık ne? sorusu gelir. Verilen cevaplar daha çok kulaktan dolma bilgiler ve yöresel isimlerdir. Kulaktan dolma bilgiler yanlıştır. Yöresel adlar ise balık türlerinde karışıklığa neden olurlar. Örneğin Akya ve Sarıkuyruk balıklarının her ikisine de "Kuzu" adı verilmektedir.

İnternet ortamı da pek çok yanlış bilgi içerir. Kişiler balığı araştırdıklarında ya o balığa verilmiş yanlış bir ismi öğrenir ya da doğru isim altında verilmiş yanlış bir fotoğraf nedeniyle balığı tanımlayamaz.

Bazı balıklar yaşadıkları sulara ve bölgelere bağlı olarak farklılıklar gösterebilirler. Özellikle renklerde bu farklılıklar barizdir. Bu nedenle renk bir tanımlama aracı olarak ilk başta gelmemelidir.

Balıkları tanımlamanın pek çok yolu vardır. Bazen tek bir özellik yeterli olurken bazı durumlarda iki ya da daha fazla özelliğin bulunması gerekebilir. Bazı türlerde tanımlama ancak gen testleriyle mümkündür.

Balıkları tanımlarken elimizin altında sağlam ve güvenilir bir kaynak olması gereklidir.

Balıklar hakkında benim en çok başvurduğum kaynak Fish Base'dir. Ülkemizde de Bilim ve Teknik Dergisi'nin dolayısı ile TUBİTAK'ın yayınladığı tür liste(si)leridir.

Ancak hep eksikliğini hissettiğim bir şey vardı bu tür listelerinde. Balıkların adları vardı ama o balık adı için internette bir arama yaptığınızda çok farklı fotoğraflara ulaşabiliyordunuz. Ayrıca elinizde bir balık varsa fotoğraflara ya da çizimlere bakarak kısayoldan balığı tanımlayamıyordunuz.

Ben de epey bir uğraştıktan sonra Kemikli Balıklar Tür Listesi'ni, içindeki türlerin fotoğraflarını ya da çizimlerini de koyarak yeniden düzenlemeye çalıştım.

Emin olamadığım fotoğraflara ya da çizimlere yer vermedim ve bir kaç türün ise fotoğraf ya da çizimini bulamadım.

Bu çalışmayı yaparken Sayın Yakup ERDEM'den gördüğüm destek için çok teşekkür ederim.

Umarım faydalı olur...

İnteraktif Kemikli Balıklar Tür Listesi (Fotoğrafları ve Çizimleriyle) ne ulaşmak için tıklayın.

4 Şubat 2009 Çarşamba

Papatyalar...



Havalar artık geç kararıyor....

Hal böyle olunca akşamları otobüste etrafı daha çok seyretme imkanı oluyor. Şehri daha fazla görüyorsun. Akşamları Sahil Yolu'nda daha çok balık avlayan (Sözde yasak), daha çok gezen, dolaşan, koşan var. Eh tabi daha çok genç aşık... :)

Ancak şehir işte. Yaşıyor şehir olmanın gereklerini. Uzun zamandır gözlerimi kapıyordum otobüste, uyuyormuş gibi... Bıktım artık hep aynı şeyleri görmekten. Aynı yüzlerle karşılaşmaktan. Ne kadar güzel olursa olsun şehir, atamıyor üzerinden bu sıradanlığını. Dümdüz deniz bile bozamıyor bunu. Çoğu zaman o bile sıradan geliyor insana.

Narlıdere'den sonra Ege Ordu Komutanlığı başlar. Bir kaç kilometre devam eder. Yolun sağında İzmir-Çeşme Otoyolu, solunda askeriye... Askeriyeye gelince toprak görünür. Toprak olunca da üzerinde çeşitli bitkiler...

Bitkilerin güzel bir yanı var; sürekli sabit değiller. Küçücük başlayıp kartlaşıncaya kadar farklı halleri var. Her bakışında insan farklı şey görebiliyor.

Dün dikkatimi çekti. İstihkam'ın nizamiyesinin karşısında ESHOT'un garajı var. Orada toprak daha bol, garajın bitiminden başlıyor. Otoyol için doldurulan alandan bahsediyorum. Burası otoyola kadar çok geniş ve üzerinde daha çok bitki yetişebiliyor. Tam bu noktada yolun kenarında beyaz birşeyler dikkatimi çekti.

Papatyalar...

Çıkmışlar... Benim sarı benekli kar tanelerim çıkmış. Dün Mehmet Bey'e "Yaşasın bahar geliyor!" demiştim. Bunu gözlerimle görmek çok hoşuma gitti.

Papatyaları çocukluğumdan beri severim. Dağda bayırda çok dolaştığımdan, ovalarda bol bol gezdiğimden belki de çocukken... Ovalarda papatya çok olur. Zeytinlerin diplerinde... Geniş çimenliklerde... Kar yağmış gibi uzaktan seyredilir. İçlerinde yürürken ayakkabıları sarıya boyarlar ve o kendine has kokuları sarar her yeri. Güneş sıcaktır, artık ısıtmaya başlamıştır insanı. Papatyaların aralarında daha nice başka çiçek açmıştır... Küçük çocukların neşeli gülücüklerini andıran bir tebessüm vardır insanın yüreğinde... Bahar yorgunluğu falan hak getire, ne yorgunluğu? Cıvıl cıvıl insan yorulur mu hiç? Yorulmaz...

Belki de yaşlandığımdan mıdır nedir? Bilinmez... Şimdilerde daha bir keyif alıyorum bu mevim değişikliklerinden. Hepsinin ayrı bir tadı, kokusu, giysisi var. Ama yalan yok, baharın tadı bir başka, kokusu bir başka, hele hele o elbisesi... Çok güzel yahu!

Yeniden diriliş... İşte bahar bu!

Papatyalar bunun ilk habercilerinden. Hadi diyorlar bizlere, silkinin, ayağa kalkın... Kendinize gelin, insan olduğunuzun farkına varın... Ait olduğunuz yere dönün diyorlar...

Dönecek miyiz? Papatyaların dediklerini yapacak mıyız?

Hadi! Onları kırmayalım...

3 Şubat 2009 Salı

Rüzgar Bulucu... www.Windfinder.com

Malum balık merakımız var. Eh, dağda bayırda gezmeyi de seviyoruz. O zaman havayı iyi tahmin eden bir yere bakmadan sağa sola çıkmak olmaz.

Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü diyorsanız yanılıyorsunuz... Akşam TRT'den bakarım diyorsanız ı-ıh... Olmadı. NTV; o biraz yaklaşıyor, ama o da değil.

Güvenilir iki site var. Biri Atina Üniversitesi diğeri de Almaya'dan Windfinder . Atina üniversitesinde bakmak istediğiniz bir şeye ulaşmak biraz zamanınızı alıyor. Windfinder daha kolay kullanıma sahip bir site. Bu nedenle benim tercihim o...

Lafı çok uzatmadan Windfinder'ın kullanımına geçelim.

Öncelikle http://www.windfinder.com yazarak başlıyoruz. Sayfa açılıyor. 1 numaralı resimde kırmızı sarı ve mavi noktalar göreceksiniz. Kırmızı noktaların bulunduğu menülerden önce Türkiye'yi daha sonra da bulunduğunuz bölgeyi, bulunduğunuz bölge yer almıyorsa da en yakın yeri işaretleyeceksiniz. Bunların haricinde sarı noktalı haritadan seçim yapabilir ya da mavi noktalı yerden öğrenmek istediğiniz yerin adını yazarak arama yapabilirsiniz.

Resim 1.

Bölgemizi seçtikten sonra kırmızı noktaların bulunduğu menünün altında iki farklı seçenek göreceksiniz. (1. Nolu resimde bölge isimlerinin altında kalmış olduğundan görünmüyor) Wind Report'u tıklarsanız aşağıdaki grafik gibi bir grafik gelecek karşınıza. Burada gerçek zamanlı olarak rüzgarın durumunu öğrenebilirsiniz.


Resim 2.


2 Nolu resmin hemen üzerinde bir de Wind Statistic linki göreceksiniz. Buraya tıkladığınızda karşınıza 3. No'lu resimdeki sayfa çıkacaktır. Buradan bulunduğunuz bölgenin yıllık ve aylık istatistiklerine (rüzgar şiddeti, yönü, hava sıcaklıkları gibi...) ulaşabileceksiniz.


Resim 3.


Tekrar başa dönelim. Anasayfada Wind Report yerine Wind Forecast 'ı tıkladığınızda açılan sayfa ilk başta sizin gözünüzü korkutabilir. Bir sürü renk, bir sürü ok vs. vs. Oysa dikkatli baktığınızda, rüzgar yönü, rüzgar şiddeti, hava sıcaklığı,bulutluluk ve yağmur bilgilerinin hepsinin toplu olarak size üçer saatlik aralıklarla verildiğini göreceksiniz. (Resim 4.) Bu sayfa gün içerisinde sabah 08:30 da, öğlen 14:30 da, akşam 20:00 da ve gece saat 02:00 da güncellenmektedir.


Resim 4.


Burada gösterilen saat dilimleri hem UTC hem de local olarak gösterilmektedir. Bu nedenle UTC saatleri dikkate almamakta fayda var. Kafa karıştırmaması açısından. Bu sayfadaki bilgileri yorumlarken şuna dikkat etmeliyiz; Ok işaretleri bize rüzgarın nereden estiğini göstermektedir. ok işaretlerinin üzerine gelinip ( fare imleci ile) beklenildiğinde zaten rüzgar yönünü yazacaktır. Ama hiç bir şey bilmiyorsanız okun yönü sayfanın altını gösteriyorsa Kuzeyli rüzgarlar, sayfanın üzerini gösteriyorsa da Güneyli rüzgarları gösterdiğini unutmayın. Okların altında çeşitli renklerde sütunlar olduğunu da görmemenize imkan yok. Bunlarda rüzgarın şiddetini ifade etmekte... Sütunun boyu ne kadar uzunsa ve rengi ne kadar kırmızıya yakınsa o kadar şiddetli demektir. Kısace özetlersek mavi "iyi, yeşil"orta", sarı "şiddetli", kırmızı ise "çok şiddetli" şeklinde anlayabilirsiniz.

Burada Rüzgar hızlarını farklı birimlerde görme imkanına sahipsiniz. Bofor, Knot, m/sn gibi... Sol taraftaki menülerde bulunan Change Units'i tıklayarak istediğiniz birimi seçebilirsiniz. 4. No'lu resimde dikkat edilirse altı sarı çizgi ile çizilmiş Wind Speed ve Wind Direction linkleri görülecektir. Bu linklere tıkladığınızda içerisinde farklı birimlerdeki rüzgar şiddetlerinin diğer birimlerdeki karşılıklarını öğrenmek için bir çevrim tablosu, rüzgar şiddetini bofor ve Knots(deniz mili) olarak karşılaştıran bir tablo (Bu tabloda rüzgarın deniz üzerinde ve karada yaptığı etki anlatılır. Örneğin 5 bofor bir rüzgar karada nasıl etki gösterir, denizde nasıl etki gösterir gibi...), rüzgar yönlerini ve hangi derecelerden estiklerini anlatan bir rüzgar gülü barındıran bir sayfaya ulaşırsınız.

Diyelim ki bulunduğunuz bölgeden başka bir bölgeye gideceksiniz. Unutmamanız gereken bir nokta var. Sizin bulunduğunuz bölge ile gideceğiniz bölgedeki rüzgarlar farklılık gösterebilir. Bunun sebebi de farklı basınç değerleri olmasıdır. Örneğin Güzelbahçe için Foça/Çiğli'ye bakabilirsiniz. Çünkü ikisi aynı hat üzerindedir ve bir birine yakındır. Ancak Güzelbahçe'den Karaburun'a gidecekseniz ya da Çeşme'ye gidecekseniz rüzgar farklılık gösterebilir. İki yer arasında farklı basınç eğrileri bulunabilir. Dolayısı ile farklı şiddette ve yönde rüzgarlarla karşılaşabilirsiniz. Bunu öğrenmenin iki yolu var.

Ya ana sayfaya dönüp gideceğiniz bölgeyi yeniden seçeceksiniz ya da hiç geriye dönmeden Forecast sayfasının üzerinde bulunan (Ege Bölgesi için Mediterranean East) linkine -Resim 5.- ) tıklayacaksınız. Ben size ikinci seçeneği tavsiye edeceğim. Esasen ben genelde bu linki kullanıyorum. Zira harita üzerinden havaya bakmak daha doğru tespitler yapmanıza yardımcı oluyor ve geneli görüp fikir edinebiliyorsunuz.


Resim 5.



Linke tıkladık ve sayfayı açtık... Karşımıza Ege , Marmara ve Akdeniz Bölgemizin batısını da içine alan bir harita çıktı. Dikkat edilirse bu harita üzerinde pek çok yer işareti, rüzgarın yönünü ve şiddetini gösteren oklar (Resim 6.) görülecektir.


Resim 6.


Buradan kırmızı noktalara tıklayarak o yerin Forecast bilgilerine ulaşabilir, gideceğimiz yeri harita üzerinde bularak hangi saatte (Resim 7.) ne yönden ve ne şiddette rüzgar eseceğini görebiliriz. Ayrıca alttaki "Animation" linkine tıklayarak bir animasyon halinde tüm zamanlardaki rüzgarları görebilirsiniz.

Resim 7.


Toparlayacak olursak...

  • Windfinder adlı siteye girdiğimizde bulunduğumuz bölgeye ait rüzgar durumunu, yıllık ve aylık rüzgar, sıcaklık istatistiklerini görebiliriz. Bunun yanında plan yaparken gideceğimiz yer hakkında yağmur, bulutluluk, rüzgar yönü ve şiddeti bilgilerini alabiliriz. Bunu hem Forecast bölümünden hem de harita üzerinden görebiliriz.
  • Gideceğimiz yer ile bulunduğumuz yer arasında mesafe farkı var ise tahminlere haritadan bakmak her zaman daha iyidir. Aynı il içerisinde bulunan iki yer için yağmur bilgileri çok farklılık göstermez iken rüzgarların farklılık gösterebileceği akıldan çıkarılmamalıdır.
  • Windfinder'da rüzgar bilgilerini çeşitli farklı birimlerde öğrenebilir, herhangi bir birimdeki rüzgar şiddetinin diğer birimlerdeki karşılığını öğrenebilirsiniz. Rüzgarların yönlerini ve kara ve deniz üzerindeki etkilerini öğrenebilirsiniz.
  • Windfinder Forecast bilgileri günde 4 kez güncellenmektedir. Hareket saatinize en yakın tarihteki ve zamandaki güncellemeye bakmanız daha sağlıklı bilgi almanıza yarayacaktır. Zira iki güncelleme arasında bile çok farklılıklar yaşanabilmektedir.
  • Planınızı hafta sonu için yapıyorsanız hava durumunu Çarşamba gününden itibaren takip etmenizi öneririm. Genelde doğru tahmin periyodu bir haftaya ulaşmakla birlikte kesin emin olabilmek açısından iki ya da üç gün kala tahminlerin iyice kesinleşiği unutulmamalıdır. Ben bir hafta öncesinde gösterilen tahminlerin bile saati saatine tuttuğuna şahit olmuşumdur.
  • Windfinder'a güvenebilirsiniz. Tahminlerin tutma oranı benim yaptığım gözlemlerle %95 lerin üzerindedir (Bu gözlemler bilimsel yöntemlerle yapılmamıştır). Arada su koyverdiği (!) oluyor tabi ama bu bir yıl içerisinde bir elin parmaklarını geçmez.
  • Asla unutmayın. Windfinder gibi siteler sistemlere göre tahminlerini yaparlar. Sizin yörenizde esen yöresel rüzgarları bilmelerine imkan da yoktur. Bu nedenle yörenize has rüzgarları öğrenin. Rüzgarları ve nasıl sonuçlar doğurabileceğini öğrenmeyi ihmal etmeyin. (Örneğin İzmir'de Lodostan sonra hava batı yaparsa çok sert eser. Çok yüksek dalgalar oluşmasına sebep olur. Ve yağan doludan sonra rüzgar ve yağmur durur. Hava ardından Kuzeybatı'ya yani Karayel'e döner ve hava yazsa serinler, kışsa soğur)

Umarım sizi sıkmamış ve faydalı, işinize yarayacak bilgiler verebilmişimdir.


ÖNEMLİ NOT: Yukarıdaki yazıda verilmiş olan tüm bağlantılar Foça/Çiğli 'ye aittir. Sizler anlatıldığı şekilde kendi bölgenizi seçtikten sonra bilgilere ulaşabilirsiniz!

1 Şubat 2009 Pazar

Bu Senenin Son Mantarları

UYARI: Bu yazıdaki mantarların fotoğraflarına bakarak mantar toplayıp yemeyi düşünüyorsanız intihar etmek için başka bir yol bulun derim. Zira bu şekilde ölüm çok acılı ve zor olacaktır. "Yok illada biz toplarız" diyorsanız şimdiden bir karaciğer edinmenizi tavsiye edeceğim. Yabani mantarları tanımıyorsanız asla toplamayın ve satın almayın. Yabani mantar toplamak ve yemek çok risklidir ve ölüm ihtimali çok fazladır!

......___________......


Güzelbahçe'de mantar mevsimi bu sefer oldukça uzun sürdü. Balığa gidecek arkadaş olmayınca pazar günümü yine dağlarda geçirmeye karar verdim.

Kendimi çok kasmadan öğle vakti yola çıktım. Fotoğraf çekmeyi de ihmal etmedim tabi. Ancak benim emektar HP'ye pil yetiştiremediğimden dolayı cep telefonu ile idare edeyim dedim. Bu nedenle fotoğraf kalitesi için şimdiden çok ama çok özür dilerim.

Güzelbahçe'den yukarıya dağlara doğru tırmanmaya başlayınca durup iki fotoğraf çekeyim dedim.


Biri doğuya, İzmir tarafına doğru

Diğeri de batıya doğru


Tırmanmayı sürdürüyordum. Dışarıda hava soğuk sayılabilirdi. Tabi yukarılara doğru çıktıkça deniz seviyesinden daha da soğuk hissediliyordu. Güneş ısıtmak için elinden geleni yapıyor ancak "Açı" yüzünden pek de ilerleme kaydedemiyordu:)Durup fotoğraflamak istedim ileriden Çatalkaya'nın görünüşünü...


Fotoğrafta ufuk çizgisinin ortasında görebilirsiniz.


Oldu olacak bir de hedefimdeki dağları fotoğraflayayım dedim.


Orman yoluna girdikten sonra vadiden aşağılara doğru arabamla yavaş yavaş ilerledim ve mantar aradığım sürekli bildiğim yere geldim. Planım iki ayrı yerde arama yapmaktı. Daha önce bulduğum Lepista Nuda'ların (Genel olarak Çinçine ya da Cincine olarak adlandırılır. Bizim yörede Mor Geyik olarak adlandırılmakta. Dünyadaki kıymetli mantarlardan biridir.) olduğu yere doğru yavaş yavaş tırmandım. Doğal olarak soğuk felan kalmadı direk ter bastı:) (Hamlık ve sigaranın birleşiminin doğal sonucu sucuk gibi terlemek...) Hem tırmanıyor hem de mantar aramaya devam ediyordum. Rusilla Delica'lar (Bu mantar Sinop'ta Koçak mantarı, bizim yörede ise Geyik Mantarı olarak adlandırılır)O kadar çoktu ki, hani mantar toplamayı seven biri olarak bu kadar çok içi geçmiş, toplanmadığı için çürüyüp gitmiş mantarı bir arada görmek ve onların sağlam haline denk geldiğini düşünmek insanı ağlamaklı yapıyor:) Çürümüş ve kurtlanmış oldukları için fotoğraflamadım bu mantarları...

Nihayet Mor geyikleri bulduğum yere geldim. Ve iki adet buldum yine. Birbirine yapışmış ki mantar...



Büyük bir keyifle, itinayla kestim bunları. Adetim olduğu üzere şöyle derin derin içime çekerek koklamayı unutmadım. Bu mantarların kokusu inanılmazdır.

Acele etmeden yavaş yavaş biraz da kendimi fazla yormak istemediğimden aheste aheste yürümeye devam ettim. Burası ilk bölgeydi ve başka mantara rastlamadım kurtlanmış Geyik Mantarlarından başka... Bu bölgedeki aramama son verdim ve aşağıya arabanın yanına inerek ikinci bölge için hareket ettim.

Aslında ilk bölgenin 250 metre yukarısındaydı aramanın başlayacağı nokta. Ama kot farkı nedeniyle yürümek oldukça uzun ve yokuş yukarı olduğu için oldukça da yorucu oluyordu. Bu nedenle bu tür yer değiştirmelerde arabayı kullanmak daha iyi oluyor.

İkinci bölge Çam mantarları (L. Delicius)[Umarım bun da doğru yazmışımdır]açısından zengin bir bölgeydi. Biraz tırmandıktan sonra çam mantarının o güzel görüntüsü ile karşılaştım.





Bu beni heyecanladırmıştı. Zira büyüklüğü hiç fena değildi. Yukarılara doğru tırmanmaya devam ettim. Her zaman aradığım yöne değil de yatay çizgiler halinde her zaman aradığım tarafın uç kısımlarını da içine alacak şekilde aramamı sürdürdüm. Bu taktiğim tutmuştu. Bu bölgeden hiç azımsanmayacak kadar (bu zamanda) çam mantarı topladım. Daha da yukarılara ulaştığımda Sevgili Mehmet VURAN'ın "Garova Günlüğü"nde bahsettiği Etçe Mantarının (Bizim söyleyişimizle "ere" mantarı. Karadeniz bölgesinde "geyik sırası mantarı"olarak adlandırılıyor. Uzunkuyu, Ildır tarafında "kalabak mantarı" olarak isimlendiriliyor. Latincesini hatırlamıyorum. Aramak da zor geliyor açıkcası:) ) kesilmiş olduğunu gördüm. Hem de kallavi bir saptı. Çok umutlu olmasam da o bölgede aramalarımı yoğunlaştırdım. Ve bana göre mantarların şahı olan "ere" ile karşılaştım. Elbette Mor geyikten daha derin bir nefesle kokladım, kokladım...




Aramamı sürdürdüm ve daha ilerilerde yine çam mantarları buldum. Yorulmuştum. Yavaş yavaş inişe geçtim. Artık mantar bulmanın imkanı olmayan bir yerde son hasılatımı fotoğraflayayım dedim.




Arabanın yanına ulaştığımda aklıma bölgede yetişen bir kaç çalının fotoğrafını çekmek geldi.


Önce bir yaban armudu fotoğrafladım.


Daha sonra da Bozamık çalıları takıldı gözüme. Baharda sarı, beyaz çiçekler açan, gövdesi oldukça gevrek olan bozamık çalısı özellikle tutuşturmalık olarak kullanılır. Bozamık çalılarının dibi "ere" ve "çam mantarı" yetişmesi için çok uygundur. Mantar ararken bu tür yerlerde daha dikkatli olunmalıdır.





Artık yeter dediğim sırada gözüme pıylan ve çıtırganlar takıldı. Bunları da fotoğraflamadan olmaz dedim kendi kendime:)


Pıylan


Çıtırgan


Hani eskilerden yaşı ilerlemiş olanlar der ya "Ölmez de sağ kalırsak"diye... O hesap işte. Seneye sağ olursak başka mantar maceraları ile yine buralarda oluruz.