3 Ağustos 2010 Salı

Baba Ocağı ve Bir Akşam Yemeği...


Pazar akşamı babamlardaydık. Makine de yanımdaydı. Aklıma geldi. Neden doğup büyüdüğüm yeri tanıtmayayım?.. Bir kaç fotoğraf çektim. Akşam yemeğinde b*oklu kebap vardı. Sardalyenin yenilebilecek en güzel hali. :) Hadi dedim bunu da koyayım ve en son mangal ateşinde pişen kahveyi de ilave etmeyi unutmayayım.

Baba Ocağınına girdiğinizde gördüğünüz şey böyle bir şey.
Bu da tam tersi istikametten çekilmiş bir fotoğraf.
Portakallık... Kendimi bildim bileli var olan portakal ağaçlarımız vardır. Arka avluda denilebilir buraya.
Şimdi evin içinden çıkıp arka "Harım"a geçelim. Burda yine kendimi bildim bileli var olan bir "dam" var. Küçüklüğümde annemlerin inekleri olduğunu, annemim tereyağı yaptığını hatırlarım. Damda şu anda bizim eski eşyalarımız odun vs. var.
Bu da damdan aşağıya doğru iki farklı görüntü.
Fırınımız. Burda pişen ekmeklerin tadı hala damağımdadır. Hele annemin yaptığı "kalata"denilen çiğ yumurtanın üzerine hamur sarılarak fırında pişirildiği katığı ve ekmeği aynı anda temin edilebilen harika yiyecek... Bu fırının yıkılmasını engellemek lazım.
Kümes... Bir zamanlar cıvıl cıvıldı bu kümes. Babam tilki, gelincik gibi hayvanların peşinden az koşmamıştı bu tavuklar yüzünden...
Veee akşam yemeği. B*klu kebap...
Ardından kahve faslı. Çok sıcaktı. :)