4 Kasım 2008 Salı

Neden Apartman Balıkçısı?

Soğuk kış günlerinde millet balığa giderken yok "hava soğuk", yok "ben sabahın köründe kalkıpta balığa malığa gitmem" demenin sonucudur Apartman Balıkçısı lakabı...

Eh, ben de hakkını sonuna kadar veriyorum bu lakabın...

Balık avlamak, amatör balıkçılık kimilerine göre bir vahşet, kimilerine göre de bir spor. Açıkcası dere boylarında, yaylalarda kırmızı benekli alabalıkların ve diğer türlerin peşinde koşanlar bunu gerçekten de spor olarak yapıyorlar. Kendimize şöyle bir bakıyorum da... Oltayı at, koltuğa otur, bekle... I-ıh bunda sporluk bir şey yok. Ya da bir teknede sabahın köründen akşam güneş batana kadar bir yere çakıl, kıçının ağrısını gidermek için türlü şekillere gir, işemek için anatomik özelliklerini sonuna kadar zorla (diğerinden bahsetmeye gerek bile yok) sonra "spor yapıyorum" de. Galiba bu da olmadı...

Ancak şu bir gerçek ki, çok rahatlatıcı, bazılarına göre meditasyon benzeri bir uğraş. Amatör balıkçıysan zaten yasa gereği farklı anlamlar katmak mümkün değil bu hobiye. Nihayetinde eğer alacaksan limitler dahilinde alacak, bırakacaksan da bırakacaksın. Para kazanmak mı? Bu düşünülebilir tabi. Para kazanmayı düşünüyorsan amatör lafını ağzına almayacaksın.

Apartman Balıkçısı'nın kısa hikayesi bu...

İnsanın kendisini bir hobiyle ilişkilendirmesi çok tuhaf gelebilir. Fakat bu hobi sayesinde ulaştığımız platformlarda bilgilendik, öğrendik, eğitildik... Ve dostlar kazandık. Gerçekten "dost" tanımlamasını hak eden insanlar... Beraber bir somun kuru ekmeği, bazen de lükse kaçarak beyaz peynirle paylaştık. Dertleştik, birlikte hüzünlendik birlikte güldük.

Apartman Balıkçısı olmak hiç de kötü bir şey değil...

2 yorum:

  1. :) Sevgili Mehmet, öncelikle kutlarım, çok güzel bir içeriğin geldiği kokusunu alıyorum.Ellerine sağlık.

    Sen sadece apartman balıkçısı değilsin ki...

    Sen "mığrıcı'nın önde gidenisin"...
    Sen "mırmırcının ondan da geri kalmazı"sın...
    Sen "çıntarcı" sın...

    Ama esas sen "ulu-yüce-moderatör"sün...
    Sen "baş asistan"sın,
    ve sen "müdür" sün...

    Sen "iyi ki varsın"...

    YanıtlaSil
  2. Mehmet bey son paragrafında değindiğin dostlar kazanman
    konusunda çok güzel yazmışsın.
    Deniz zor bir uğraş her zaman
    yardımlaşma,dayanışma gerekti-
    ren.Ve bir kültür denizcilik.
    İlk doğu Karadenizde çalışırken
    balıkçılarla tanıştım ve sevdim.
    Şimdi oralarda nasıldır bilmiyorum
    ama daha sonra o külüre rastlaya-
    madım.Denizcilikten gelme,o kültürü
    özümsemiş insanlar.
    Arkadaşlar olmuştur ama
    dost ayrı bir olay.İyi kötü
    gününde seninle olan karşılıksız
    bir sevgi olayı bence.Paylaşmayı
    bilmeyen insanlardan dost zor
    olur.Birbirini çekemeyen,tuttu-
    ğun balığı kıskanan insanlar,
    küçük menfaat düşünceleri.Sen
    o bakımdan şanslı olmuşsun.

    Spor kısmına gelince tekneye
    bindiğin anda spor başlıyor,demir
    çekme atmayla birlikte,dengede
    durmak bile kasları çalıştırıyor.
    Selamlar.

    YanıtlaSil